Bizimle iletişime geçin

Haberler

Podcast’e ilgi neden artıyor?

Podcast ekosistemi tüm boyutlarıyla büyütüyor. Ancak podcast yayıncılığının esas gelişimini “içerik kalitesi ve değeri” belirleyecek.

Yayınlanma tarihi

on

Podcast sözcüğü Türkiye’de hala birçok kişi için yeni bir kavram. Ama pandemi sürecinde, eve kapanılan günlerde yıldızı bir anda parladı. Hem Dünya’da hem de Türkiye’de dinleyicisi de, yayıncısı da arttı.

Podcast’e ilginin bu denli yükselmesinin elbette tek nedeni pandemi değil. Yeni bir mecra olarak “sesin” cazibe merkezi haline gelmesi, hedef kitleye ulaşmada benzersiz bir iletişim olanağı sağlaması ilginin artmasını destekledi.

Anımsatmakta yarar var. Hâlâ podcast’in ne demek olduğunu bilmeyenler için, “radyonun dijitalleşmiş hali” diyebiliriz. İsteğe bağlı, indirilebilir ses dosyası olan podcast’i istediğiniz zaman, istediğiniz koşullarda dinleyebilirsiniz, bildiğimiz radyodan farklı olarak.

Sosyal medya çağında, yazı, fotoğraf, videonun yaygınlaştığı bu dönemde, sese ilgi neden artıyor? Milyonlarca kullanıcısı olan Facebook, Instagram, Twitter, TikTok, Youtube gibi platformlar varken, neden podcast yayınlarına ilgi büyüyor?

Araştırma şirketi Nielsen’in birkaç gün önce yayınlanan “Podcasting Today” raporuna göre ABD’de günlük podcast dinleyicilerinin yüzde 50’sinden fazlası son iki yılda podcast dinlemeye başlamış.

2015 yılında yayınlanan podcast sayısı 51 bin 144 iken 2019 yılında 318 bin 517 oldu. 2020’de ise neredeyse 3 kat artarak podcast sayısı 885 bin 262’ye ulaştı. Ama esas patlama pandeminin en yoğun yaşandığı günler olan 2021 ve 2022’de gerçekleşti. www.podcastindex.com’un son verisine göre yayınlanan podcast sayısı Mayıs 2022’de 4 milyon 113 bini aşmış durumda.

Türkiye’ye ilişkin henüz kapsamlı bir araştırma ve rapor yok, ama podcast’e yönelik ilgi İngiltere, AB ülkeleri, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Hindistan, hatta Afrika ülkelerinde bile artıyor.

Kapsamlı veriler olmasa da Türkiye’de de son birkaç yılda podcast yayıncı ve yayınlarında büyük bir artış olduğunu görüyoruz. Bağımsız yayıncıların yanı sıra, sayıları her geçen gün çoğalan kurumlar, STK’lar, şirketler de kendi podcast’lerini başlatarak bu yeni mecraya adım atıyorlar. Yine podcast odaklı girişimler, işler ve meslekler de çoğalıyor.

PODCAST’E BAŞLAMAK KOLAYLAŞTI

Peki neden? Bu ilgiyi tetikleyen ne oldu?

Kuşkusuz bu yükselişin arkasında birden fazla güçlü neden var.

Bir önceki yazımda da aktardığım gibi aslında podcast 2004 yılından beri hayatımızda yer alıyor.

Ama 2019 yılından itibaren podcast alanında yaşanan patlamada en büyük etkiyi Spotify’ın bu alana büyük yatırım yapması oldu. Podcast, deyim yerindeyse Apple’ın hakimiyetinde ve himayesinde kendi halinde kapalı bir ekosistem yapısında ilerliyordu. Ancak Spotify kapısını açınca hem milyonlarca kullanıcısına podcast sundu hem de Apple ekosisteminin dışındaki dünyaya da ulaştırarak kapsama ve erişim alanını büyüttü.

Spotify’ın bu atılımı Apple’ı da kış uykusundan uyandırdı ve Apple Podcasts 2021’de yeni yatırımlarla altyapısını tamamen yeniledi. Spotify’ın ardından Deezer da müziğin yanı sıra podcast’e yöneldi. Büyük çoğunluğu ABD merkezli daha onlarca küçük büyük şirket podcast ekosistemi içerisinde ürün ve hizmet geliştirmeye başladı.

Bu teknoloji yatırımları milyonlarca yeni dinleyiciye erişme olanağı tanıdığı gibi aynı zamanda podcast’e giriş ve başlama eşiğini basitleştirerek içerik geliştirmeyi ve yayınlamayı destekledi. Hatta bugünlerde yaygınlaşmaya başlayan yapay zekâ destekli araçlarla kayıt, düzenleme, yayınlama ve dağıtım sürecini kolayca çözebiliyorsunuz. Bugün itibariyle en büyük zorluğun kişi ve kurumların podcast farkındalığıyla vizyon eksikliği ve strateji geliştirememe olduğunu söyleyebiliriz.

SOSYAL MEDYA KARMAŞASINDAN KAÇIŞ

Bu teknik nedenin dışında önemli bir başka neden de sosyal medya platformlarının odağında olduğu dijital iletişim alanında yaşanan kargaşa, milyonlarca mesaj arasında kullanıcıların zihinsel olarak giderek yorulması ve platformlardan kaçışın hızlanması bir anda yeni bir mecra olarak “sesi” cazibe merkezi haline getirdi.

Yayıncı ile dinleyici arasında kurulan sakin “iletişim” ve “ilişki” sosyal medyanın karmaşasının ardından birçok kişinin podcast’i keşif sürecini hızlandırdı. Mobil yaşamın kökleştiği bir süreçte radyoyu bilen ve alışkın olanlar için “indirilebilen” ve “isteğe bağlı” ses dosyaları yeni ve benzersiz bir fırsat sundu; podcast’ler bilgi edinmenin, eğlenmenin yeni mecrası olmaya başladı.

Podcast’i keşfeden kuşkusuz yalnızca “dinleyiciler” olmadı. “Sesini” duyurmak isteyen ilgili, istekli olan herkes ve her kurum içerik geliştirerek bu yeni mecrada yer almaya, bu kitlelere ulaşmaya çalıştılar. Radyoda olduğu gibi bir “onay” mekanizmasının ortadan kalkması, isteyen herkesin programını (podcast’ini) kaydedip birkaç adımda kendi özgür iradesiyle hemen yayınlayabilmesi potansiyel olarak herkesi yayıncı, herkesi dinleyici haline getirdi.

PODCAST’İN YARATTIĞI ETKİ

Podcast’i yeni odak haline getiren nedenlerden birisi de sunulan içeriğin dinleyici tarafından yüksek oranda algılanması, alınması. Bir dinleyici ilgi duyduğu, sevdiği bir podcast’in “oynat” butonuna bastığında, sunulan mesajla bir Facebook, Twitter paylaşımıyla karşılaşmasının ötesinde bir iletişim kurabiliyor. Birçok araştırmanın da gösterdiği gibi kulağına konuk olduğunuz dinleyici podcast’te aktarılan içeriğin(mesajın) yüzde 70-80’den fazlasını algılıyor, düşünüyor, heyecanlanıyor. Bu, belki de hiçbir dijital mecranın sunamayacağı muhteşem bir olanak. Bu konuda farkındalığı artan kişi ve kurumlar hedef kitlelerine ulaşabilmek ve özgün içerikler geliştirebilmek için daha fazla kafa yormaya başladılar.

Sosyal medyada olduğu gibi milyonlarla, hatta yüzbinlerle kurulan bir iletişim yerine podcast aracılığıyla binlerle, hatta bazen yüzlerce kişiyle kurulan iletişim, ilişki şekli daha “değerli” oldu. Arzu, istek, heyecan, merakla podcast yayınına yönelen dinleyicinin, yayıncıyla kurduğu ilişki şekli kargaşadan uzak, daha kaliteli, seçkin bir zemin oluşturdu.

PODCAST’TE SINIR HEDEFLERİNİZ VE HAYALLERİNİZ

Podcast’e ilginin artmasında bir başka neden de, yazı, video gibi iletişim araçlarına göre sesi tüketmenin daha kolay olması, mobil yaşamın içerisine insanlara esneklik ve süreklilik sunması. Podcast’i “nerede, ne zaman ve nasıl” istiyorsanız öyle dinleyebilirsiniz. Kontrol tamamen sizde. Bu yüzden özellikle Z kuşağı ve onlara yakın kuşaklar arasında podcast çok daha fazla ilgi görüyor.

“Podcast nedir?” sorusuna teknik olarak daha net ve sınırlı bir yanıt vermek mümkün olsa da, “hangi içeriğin podcast olduğu” konusunda verebileceğimiz tek yanıt, “hayallerin sınırı” olabilir. Belirli bir hedef kitle için sesi kullanarak yaratmak istediğiniz her türlü içerik sizin podcast’iniz olabilir. Ses dosyanızı kaydedersiniz, düzenlersiniz (prodüksiyon), sunucuya yüklersiniz ve Spotify, Apple Podcasts gibi onlarca dinleme platformuna dağıtırsınız. Hepsi bu! Eğer akademideyseniz bu bir ders içeriği olabilir, bir haber bülteni olabilir, bir eğlence kaydı olabilir, bir yarışma olabilir, bir eğitim kursu olabilir, şirket içi bir İK yayını olabilir, tiyatro olabilir ve daha birçok şey olabilir. Siz “ses” ile ne hedeflerseniz, ne yapmak isterseniz podcast odur. Yeter ki, seçtiğiniz hedef kitleniz için dinlemeye “değer” bir içerik sunsun. Tek engel, “hedefleriniz ve hayallerinizin” sınırı.

Açıkçası podcast’in bu yönüne ilişkin farkındalık, tasarım ve yaratım süreci henüz gelişme aşamasında. Geleneksel kültürel davranış ve kalıpların ötesine geçmek akşamdan sabaha olmuyor. Ama podcast’e yönelimin güçlenmesini sağlayan nedenlerden birisi de bu. Her kişi ve kurum için içerik keşif yolculuğu sürüyor.

PODCAST GELİR MODELLERİ İLGİYİ DESTEKLİYOR

Podcast’in bu hızlı yükselişini destekleyen bir başka etken de, artan dinleyici ve yayıncı sayısına paralel olarak gelir model ve kaynaklarının da oluşmaya ve gelişmeye başlamış olması. Özellikle podcast reklamlarında da son birkaç yılda büyük artış oldu. Yine birkaç gün önce yayınlanan 6. IAB ABD Podcast Reklam Geliri Raporu’na göre, ABD podcast reklam geliri büyümesi 2021’de çarpıcı bir şekilde arttı ve 1.4 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın 2022 sonunda 2 milyar doları aşması, 2024’te ise 4,2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’de henüz podcast reklamcılığına ilişkin kayda değer veriler oluşmamış olsa da, yayın ve yayıncı sayısının artışına bağlı olarak podcast reklamcılığının da gelişeceği açık. Yine sponsorluk anlaşmaları, markalı podcast yayınları, Spotify ve Apple Podcast’in öncülük ettiği podcast abonelik modeli, Patreon gibi platformlar üzerinden gerçekleşen dinleyici bağışları gibi farklı gelir modelleri de yine yaygınlaşıyor.

Özetle, tüm bu etkenler birlikte çarpan etkisi yaratarak podcast ekosistemini tüm boyutlarıyla büyütüyor. Bundan sonraki sürecin ve gelişimin bir parçası teknoloji geliştirme ve altyapıyla ilgili olmaya devam edecek. Önceki yazımızda da söz ettiğimiz gibi güçlü bir olasılıkla, podcast yayıncılığı giderek ses ve videonun karışımıyla hibrit bir yapıya doğru evrilecek. Ancak podcast yayıncılığının esas gelişimini “içerik kalitesi ve değeri” belirleyecek. İnsanlara (hedef kitlelere), 10 dakika, 20 dakika ya da 60 dakika boyunca o yayını dinlemekten kaçınamayacakları içerikler üreten ve istikrarlı biçimde sunan podcast’ler ilgi görmeye devam edecek. Bunların sayısının artış oranı da gelişimin hızını ve mesafesini belirleyecek.

NOT: Bu yazı ilk olarak Gazete Duvar‘da yayınlanmıştır.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

İşte Trump’ın ‘Bro’ Podcast turunun en önemli anları

Eski Başkan Donald Trump, seçim sürecinde erkek izleyiciler arasında popüler olan podcast’ler ve çevrimiçi programlarda bir atak yaptı ve Trump’ın hayranları tarafından övülen ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in ekibi tarafından aşağılanan bir viral an akışı üretti ve bu süreçte milyonlarca görüntüleme çekti. Peki, bu podcast süreci nasıl işledi? Forbes, seçimin kaderinde önemli rol oynadığı düşünülen podcast yarışının fotoğrafını çekti.

Yayınlanma tarihi

=>

Eski başkan (ve seçilmiş başkan) Donald Trump, seçim günü yaklaşırken erkek izleyiciler arasında popüler olan podcast’ler ve çevrimiçi programlarda bir atak yaptı ve Trump’ın hayranları tarafından övülen ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in ekibi tarafından aşağılanan bir viral an akışı üretti ve bu süreçte milyonlarca görüntüleme çekti.

ANAHTAR GERÇEKLER

  • Trump, 25 Ekim’de yayınlanan son podcast röportajında, uzun zamandır beklenen “Joe Rogan Experience” röportajında yaklaşık üç saat boyunca komplo teorilerinden (2020 seçimleriyle ilgili sahte seçim hilesi teorileri ve Marslıların varlığı gibi) ve siyasi kararlarından bahsetti.
  • Trump, güreşçi Mark Calaway’in podcast’i “Six Feet Under’da spor ve güreş endüstrisi hakkında sohbet etti; bir noktada Trump, golf sahasında kendisine suikast planladığı iddia edilen bir adama “en azından vurmasına izin vermediği” için sesleniyor ve güreşçi Dwayne Johnson’ın Trump’a ilk suikast girişimine verdiği tepkinin “cesaret” gösterdiğini söylediğini belirtiyor.
  • Komedyen Andrew Schulz ve yardımcı sunucuları bu ayın (ekim ayı) başlarında “Flagrant” podcast’inde Trump’la röportaj yapmış, Schulz’un Trump’ın “temelde dürüst bir insan” olduğunu içtenlikle söylemesine yüksek sesle gülmesi, Trump’ın dolambaçlı konuşma tarzını “örgü” olarak açıklaması ve Schulz’un Trump’ın mizah anlayışı konusunda iki partili bir anlaşma olduğunu söylemesi viral klipler oluşturmuştu.
  • Eski NFL futbolcuları Will Compton ve Taylor Lewan’ın sunduğu Barstool Sports’un podcast’i “Bussin with the Boys” adlı spor programında Trump bu ayın başlarında (ekim ayı) “bütün gün ağırlık kaldıran ve kötü bir mahalleden gelen bir adama” karşı futbol oynamaktan hoşlanmadığını söyledi.
  • Sunucu ve komedyen Theo Von programında siyasi yorumlardan ziyade komediye ağırlık veriyor ancak Ağustos ayında Trump ile yaptığı röportaj, Trump’ın Von’a hala kokain kullanıp kullanmadığını ve uyuşturucunun güçlü duygular yaratıp yaratmadığını sorduğu ve Von’un “kokain seni lanet bir baykuşa çevirir, kanka” diye yanıt verdiği viral bir klibe yol açtı.
  • Saldırgan yorumları nedeniyle popüler Twitch sitesinden men edildikten sonra Kick.com’u kullanan bir yayıncı olan Adin Ross, Ağustos ayında Trump ile canlı yayın yaptı ve Trump’a tahmini 70.000 dolarlık MAGA süslemeli Tesla Cybertruck ve bir Rolex saat hediye etti (The New York Times’ın haberine göre Trump hediyeleri sakladıysa kampanya finansman kurallarını ihlal etmiş olabilir).
  • Sık sık Kanye West ya da Elon Musk gibi tartışmalı isimlerle röportajlar yapan MIT’ye bağlı bilgisayar bilimcisi Lex Fridman, Eylül ayındaki bir saatlik röportajına Trump’ın Harris’e komünist demesine karşı çıkarak başladı ancak bölüm kısa bir süre sonra Jeffrey Epstein, UFO’lar, siyaset ve dinin “kirli oyunu” hakkındaki tartışmalarla devam etti.
  • Şakalar ve partilerle ilgili videolarıyla tanınan ve ilk olarak Trump’ı viral 2022 ve 2023 röportajları için ağırlayan YouTuber’lar “Nelk Boys”, son Trump röportajlarında Trump’ın Joe Rogan’ın oldukça popüler podcast’ine çıkmasını gündeme getirdiler ve Trump buna yanıt olarak gitmeyi düşündüğünü söyledi.

İŞTE TRUMP’IN ÇIKTIĞI TÜM PODCAST’LER VE YAYINLAR

TRUMP JOE ROGAN’A ÇIKTIĞINDA NE OLDU?

Trump 25 Ekim’de Rogan röportajına katıldı ve kısa sürede Rogan’ın on yılı aşkın süredir en çok izlenen bölümlerinden biri haline gelerek düzinelerce viral an yarattı. Rogan 29 Ekim’de yaptığı açıklamada videonun YouTube’da keşfedilebilirliğiyle ilgili bir sorunla karşılaştığını söyledi. Bu sorun, X’teki hayranların YouTube’un arama işlevinde videoyu bastırdığına dair asılsız söylentilere yol açtı. YouTube, Variety’ye yaptığı açıklamada sorunu ele aldı ve arama ile ilgili sorunların giderildiğini söyledi. “Joe Rogan Experience” podcast’i uzun ve genellikle dolambaçlı sohbetleriyle tanınıyor ve düzenli olarak ABD’de en çok dinlenen podcast olarak yer alıyor. 2022’de sunucu, Trump’ı podcast’ine almayı reddettiğini çünkü bir röportajın Trump’ın kamusal imajını ‘şok edici bir şekilde’ ‘canlandırarak ve rehabilite ederek’ ona yardımcı olabileceğini söyledi. Rogan ayrıca 2020’de Başkan Joe Biden veya Trump’a oy vermeyi reddettiğini itiraf etti ve Rogan, Trump ve Harris’i eleştirdi. Bununla birlikte, Harris’in Kasım ayında kazanacağını tahmin etti ve internetin Trump ile olan ilişkisini eleştirerek bunun olumlu hikayeleri bastırdığını söyledi. Harris, “Joe Rogan Experience” programına katılmayı tartıştı, ancak kampanyası program çakışmaları nedeniyle katılamayacağını söyledi. Rogan 29 Ekim’de X’te Harris’in bir röportajı “pas geçmediğini” ve röportajı yapmayı umduğunu paylaştı. Harris’in kampanyasının Salı günü bir saatlik bir röportaj “teklif ettiğini” ancak Rogan’dan bunun için seyahat etmesini istediğini de ekledi. Rogan açıklamasında “Bunu yapmanın en iyi yolunun Austin’deki stüdyoda olduğunu kesinlikle hissediyorum” dedi.

TRUMP’I SIRADA HANGİ PODCAST KONUK EDECEK?

Her hafta Trump’ın Harris’in yarışıyla dalga geçmeye devam ettiği “PBD podcast” bölümü de dahil olmak üzere, Trump’tan bir dizi yeni bölüm ve alıntı geldi. Podcast’ler Trump’ın dövüş ve boksla olan ilişkisini de ortaya koyuyor: Trump’la röportaj yapan podcast sunucularının çoğu UFC’nin CEO’su Dana White ile dost (Trump’ın kendisi de dahil), Hulk Hogan Temmuz ayında Cumhuriyetçi Ulusal Kongre’de konuştu ve Trump 2007’deki bir WrestleMania etkinliğinde WWE’nin Kurucusu Vince McMahon’un kafasını tıraş etti. Trump ayrıca oğlu Barron’un “seksi” ünlülerin kim olduğunu bulmasına katkıda bulunduğunu söyledi ve eski NFL oyuncularıyla yaptığı röportaj sırasında “Bussin with the Boys” programının sunucularını işaret etti. Vanity Fair’in haberine göre Trump’ın kararlarında bir başka potansiyel rehber de Trump’ın Florida’daki ünlü kulübü Mar-a-Lago’nun müdavimlerinden olan ve kendisini “Trump yanlısı influencer” olarak tanımlayan 18 yaşındaki Bo Loudon. Vanity Fair, Trump’ın Adin Ross’la yaptığı röportajın Loudon’un “fikir babası” olduğunu bildirdi.

BÜYÜK NUMARA

20%. Suffolk Üniversitesi/USA Today tarafından 23 Ekim’de yayınlanan ankete göre, Trump’ın podcast bölümlerinden birini izlediğini söyleyen muhtemel seçmenlerin oranı bu. Bir başka kayda değer anket rakamı: Seçmenlerin yarısından fazlası Trump’ın podcast röportajlarının kararlarını “daha olası” hale getirdiğini ya da “fark yaratmadığını” söyledi. Buna karşılık, seçmenlerin yaklaşık %27’si Harris’in podcast yayınlarından birini izlediğini söyledi. Ancak izleyenlerin de yaklaşık %50’si bunun kendisine oy verme ihtimallerini azalttığını söyledi. Bu arada, Harris’i bir söyleşi için ağırlayan radyo sunucusu Charlemagne The God, “Brilliant Idiots” adlı podcast’inde Schulz’un röportajının Trump’ın kazanma şansına yardımcı olduğunu söyledi.

ANAHTAR ARKA PLAN

Trump CNBC ve CBS’in “60 Dakika” programlarına röportaj vermekten kaçınsa da, podcast yayınları seçimin son haftalarında hem Trump’ın hem de Harris’in medya stratejisinin önemli bir parçası haline geldi. Bu podcast’ler milyonlara ulaşabiliyor ve geleneksel medya kuruluşlarının ana akım çekiciliğine kıyasla daha spesifik bir kitleye (genellikle oy verme olasılığı daha düşük olan genç erkek hayranlara) ulaşabiliyor. Trump’ın ekibinde kampanya danışmanı olarak görev yapan Alex Bruesewitz Forbes’a e-posta yoluyla verdiği demeçte, “Podcast yayıncıları, komedyenler ve influencer’larla etkileşim kurmak, insanların Başkan Trump’ın ana akım medyanın kasıtlı olarak yer vermediği insani yönünü görmelerini sağlıyor” dedi. Trump’ın podcast röportajlarının çoğu, sınır, gümrük tarifeleri ya da ABD’nin durumuyla ilgili görüşlerini paylaşmasına ve kişisel anekdotlar anlatmasına olanak tanıyor. Politico’ya göre Trump’ın kampanyası da genç erkek seçmen demografisini hedeflemeyi umuyor ve Harris’e oy veren genç kadınlardan oluşan sadık taban nedeniyle bu kesimi Trump’ın şansı için “kritik” olarak tanımlıyor. Harris ayrıca kampanyasında podcast yayınlarını da takip etmeye karar verdi, ancak daha az sıklıkta, yalnızca ulaşmayı umduğu seçmen kitleleri için son derece popüler olan birkaç podcast ile röportaj yaparak. Harris, 6 Ekim’de Spotify’ın en büyük ikinci podcast’i olan “Call Her Daddy” podcast’inde sunucu Alex Cooper ile birlikte yer aldı ve 30 Eylül’de eski NBA yıldızları tarafından sunulan popüler bir spor podcast’i olan “All the Smoke” podcast’ine katıldı.

KONTRA

Harris’in kampanyası X hesabında Trump’ın podcast röportajından alıntılar yayınladı ve genellikle yorumlarıyla dalga geçti. Trump’ın “Bussin with the Boys” bölümünden sonra Harris’in hesabı, Trump’ın futbolu neden sevmediğini açıkladığı tartışmalı anı yayınladı. Hesap ayrıca Schulz’un “Flagrant” podcast’inden Trump’a “temelde doğru sözlü bir insan” dediği için güldüğü klibi de yayınladı. Trump’ı destekleyen güreşçilerin aksine, aktör ve güreşçi Dave Bautista 17 Ekim’de bir reklam filminde rol alarak Trump’a “mızmız” dedi ve bir dizi komik hakarette bulundu.

Kaynak: Stephen Pastis / Forbes

Okumaya devam et

Araştırma

2024 seçimleri, siyasetin ötesinde podcast reklamcılığının kullanılmayan potansiyelini ortaya koydu

EMARKETER içerikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı ve genel yayın yönetmeni Vladimir Hanzlik, “Podcast’ler ABD seçimlerinde büyük bir rol oynamış olabilir, ancak reklamverenler tarafından hala göz ardı ediliyorlar” diye yazdı.

Yayınlanma tarihi

=>

2024 genel seçimleri, adayların ABD’deki en büyük podcast yayınlarından bazılarında oyunun kurallarını değiştirme potansiyeli taşıyan görünümleri nedeniyle “podcast seçimi” olarak adlandırıldı. Bu katılımlar podcast reklamcılığının henüz kullanılmayan potansiyelini ortaya koyuyor. EMARKETER içerikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı ve genel yayın yönetmeni Vladimir Hanzlik LinkedIn’de “Podcast’ler ABD seçimlerinde büyük bir rol oynamış olabilir, ancak reklamverenler tarafından hala göz ardı ediliyorlar” diye yazdı.

Başkan seçilen Donald Trump ve Başkan Yardımcısı seçilen JD Vance “The Joe Rogan Experience” (Spotify’da ABD’de 1 numara) programına katılırken, Başkan Yardımcısı Kamala Harris “Call Her Daddy” (Spotify’da ABD’de 22 numara) programına katıldı. On milyonlarca dinleyicinin platformlar arasında dinlediği bu podcastler sadece seçimlerde etkili olmakla kalmadı, aynı zamanda podcast kitlelerinin ne kadar büyük olabileceğini de gösterdi.

Eylül 2024 tahminimize göre, 2025 yılında ABD’deki insanların %41,0’i (140,9 milyon) podcast dinleyecektir.

  • Karşılaştırma yapmak gerekirse, insanların %43,2’si (148,7 milyon) Instagram kullanacak.
  • Ancak Instagram 2025 yılında 35,16 milyar dolar ABD reklam geliri elde edecekken, podcast reklam harcamaları 2,55 milyar dolarla bunun onda birinden daha az olacak.

Haziran 2024 tahminimize göre, podcast’ler 2024 yılında ABD’de dijital medyada geçirilen zamanın %4,8’ini oluştururken, dijital reklam harcamalarının yalnızca %0,8’ini oluşturdu. Podcast’leri dinlemek için harcanan zaman artarken, reklam harcamaları aynı kalacak ve daha sonra azalacak.

“Bu dengesizlik, kullanılmayan önemli bir fırsatı temsil ediyor. Üstelik bu, podcast dinleyicilerinin tükettikleri içeriğe duydukları yüksek güven düzeyini hesaba katmıyor bile,” diye yazdı Hanzlik. Podcast dinleyicileri, belirli içerik oluşturucuların içeriklerinin düzenli aboneleri olma eğilimindedir, bu da onlara sunucularla bir ilişki ve güven düzeyi sunar. Bu da sponsorlu içerik ve sunucunun yönlendirdiği reklam okumaları için mükemmel bir fırsat sunuyor.

Reklamverenlerin podcast’leri benimseme konusundaki tereddütlerinin ardında yatan faktörler var.

  • Radyo ve Dijital Ses Reklam Harcamaları Karşılaştırmalarımıza göre, podcast’lerin çoğunun dinleyici tabanı çok küçüktür ve ilk 25’te yer alan podcast’ler dinleyicilerin neredeyse yarısına sahip: Q4 2024 raporuna göre.
  • Birçok içerik oluşturucu podcast’lerini YouTube’da yayınlıyor; bu da reklamverenlerin Spotify ve Apple Music gibi diğer platformlardaki podcast’ler yerine özellikle YouTube’da reklam vererek kitlelerine ulaşabileceği anlamına geliyor.
  • Araç kullanmak gibi başka faaliyetlerle uğraşan dinleyicilerin Instagram gibi sosyal platformlarda olduğu gibi doğrudan reklamlardan satın alamayabileceği podcast’lerde ilişkilendirme zor olabilir.
  • Podcast reklamları genellikle atlanabilir, yani dinleyiciler bunları gerçekten duymayabilir.

Seçimler podcast’lerin popülerliğini ortaya koymuş olsa da, bu format siyasi sezonlar dışında da ilgi çekicidir. Siyasi kampanyalar 2026 ve 2028’de podcast’lere daha fazla yatırım yapabilir ve podcast’ler aday stratejileriyle daha fazla iç içe geçebilir. Ancak siyasi olmayan reklamverenler podcast’lerin geniş erişiminden şimdiden faydalanabilir.

Kaynak: EMarketer

Okumaya devam et

Haberler

Uzmanlar neden bu seçimin podcast’lerin gücünü gösterdiğini söylüyor?

ABD başkanlık seçimlerine giden haftalarda Donald Trump ve Kamala Harris her yerdeydi. Sadece savaşın yaşandığı eyaletlerdeki mitinglerde ya da televizyon ekranlarımızda görmeye alıştığımız siyasi reklam ve röportajlarda değil. Sesleri de daha önce hiç olmadığı kadar kulaklarımızdaydı.

Yayınlanma tarihi

=>

ABD başkanlık seçimlerine giden haftalarda Donald Trump ve Kamala Harris her yerdeydi. Sadece savaşın yaşandığı eyaletlerdeki mitinglerde ya da televizyon ekranlarımızda görmeye alıştığımız siyasi reklam ve röportajlarda değil.

Sesleri de daha önce hiç olmadığı kadar kulaklarımızdaydı.

Trump, ABD’nin en büyük podcast’i olan The Joe Rogan Experience’a ve diğer programlara katıldı. Rogan bölümü YouTube’da da yayınlandı ve 46 milyondan fazla izlendi. Harris, kadın seçmenlere hitap etmek için, kadınlar tarafından en çok dinlenen podcast olan SiriusXM’in Call Her Daddy programını ziyaret etti.

FlexPoint Media’nın eski COO’su Steve Johnston, X’te yayınlanan bir yazısında “2024 Podcast Seçimi olarak hatırlanacak. Podcast’ler yeni olduğu için değil (değiller), ama 2024 başkan adayları ve aday arkadaşları tarafından ilk kez anlamlı bir şekilde kullanıldığı için” dedi.

Seçim gününe kadar çok çekişmeli geçen yarış sayesinde bu yıl siyasi reklam harcamaları rekor seviyelere ulaştı. Ancak adaylar bu reklamların ötesinde de seçmenlere ulaştılar ve podcasting’in gücünü fark ettiler. Nisan ayında yayınlanan bir Edison Research raporuna göre, 100 milyon Amerikalı haftada en az bir podcast dinliyor ve bu rakam 2023 yılına göre %31 artış gösterdi.

Dahası, veriler podcast dinleyicilerinin politik olarak ilgili bir kitle olduğunu gösteriyor. 2022’de yayınlanan Sounds Profitable raporuna göre, ankete katılan podcast dinleyicilerinin %81’i 2020 seçimlerinde oy kullandı.

Sounds Profitable’ın ortaklarından Tom Webster’a göre, podcast programlarının bu yılki seçimleri ne kadar etkilediği ya da Trump’ın zaferine ne kadar yol açtığı belirsiz olsa da, gürültünün arasından sıyrıldıkları inkar edilemez.

Webster The Current’a yaptığı açıklamada, “İzleyici rakamları tek başına bu gösterilerin hikayesini anlatmaz, çünkü bu tür gösteriler aynı zamanda önemli ölçüde kulaktan kulağa yayılma ve son derece ilgili bir izleyici kitlesinden evanjelizm yaratır” dedi.

Değişen reklam ve iletişim ortamı

Forrester’da kıdemli bir analist olan Mo Allibhai, bu seçimin sadece ses yayınlarının değil, oyunların da adayların erişimi için ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini yineliyor.

Allibhai, “Her iki taraf da kitlelerin bu alanlarda olduğunu, mesajlara duyarlı olduğunu ve reklamlara tam olarak doymadığını açıkça anlıyor. Podcast’lerde ve Twitch yayınlarında reklam ve etkinin son 45 gün içinde tüm siyasi yelpazede ana akım haline geldiğini gördük” dedi.

Allibhai bunun “reklam dünyası üzerinde büyük bir etkisi” olabileceğini de sözlerine ekledi.

Uzmanlar daha önce The Current’a sesin siyasi reklamcılar için bağlantılı TV’yi (CTV) tamamlayabilecek büyüyen bir kanal olduğunu söylemişti. SiriusXM Media’da satışlardan sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Steven Kritzman’a göre, geniş bir takipçi kitlesine sahip bir podcast sunucusunun desteği bir aday için “büyük bir itici güç” olabilir. Ancak uzmanlar, sunucuların siyasi mesajlarla ilişkilendirilmek istememesi durumunda podcast yayınlarının zor olabileceğini de kabul ediyor.

Dolayısıyla, seçim üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını şu anda ölçmek imkansız olsa da, Rogan’ın nihayetinde Pazartesi günü Trump’ı desteklemesi dikkate değer.

Johnston, “[Adaylar] ‘ana akım medya’ filtresinden bağımsız olarak, tercih ettikleri bileti desteklediklerini özür dilemeden ilan etmeye bile istekli olan podcast sunucularıyla uzun biçimli sohbetlerde büyük kitlelere ulaştı” dedi.

The Colab’ın kurucularından Ashley Mann, LinkedIn’de bu fenomenin “Amerikalıların bilgiyi tüketme biçiminde temel bir dönüşüme” işaret ettiğini yazdı.

“İletişim profesyonelleri için mesaj açık: Eğer hala podcast ve haber bültenleri yerine eski medyaya öncelik veriyorsanız, dünün savaşını veriyorsunuz demektir.”

Kaynak: Travis Clark / The Current

Okumaya devam et

En son