Haberler
Youtube RSS’i Destekliyor(muş) Gibi Yaptı!
Podcast ekosisteminde uzun süredir konuşulan bir bekleyiş nihayet söylentiden uygulamaya dönüşüyor. Youtube yaklaşık 2 yıl süren bir teknolojik altyapı hazırlığından sonra RSS’i desteklemeye ve podcast’leri bir başka sunucudan alıp platformuna taşımaya başladı. Ama “dağ fare doğurmuş” olabilir… Podcast Turkey Editörü Özcan Yazıcı Youtube’un RSS desteğini inceledi, olası gelişmeleri analiz etti.
Yayınlanma tarihi
1 yıl önceon
Yazar :
Özcan YazıcıPodcast ekosisteminde uzun süredir konuşulan bir bekleyiş nihayet söylentiden uygulamaya dönüşüyor. Youtube yaklaşık 2 yıl süren bir teknolojik altyapı hazırlığından sonra RSS’i desteklemeye ve podcast’leri bir başka sunucudan alıp platformuna taşımaya başladı.
Bir video platformu olarak Youtube’un RSS’i nasıl destekleyeceği, kendi teknolojisine nasıl entegre edeceği açıkçası büyük bir muamma ve merak konusuydu; şimdi bir yolunu bulmuş gibi gözüküyor; ama bildiğimiz, alışageldiğimiz bir RSS desteği vermeyeceği anlaşılıyor.
Youtube dün podcast içerik oluşturucularına gönderdiği bir mesajla birçok ülkede (Türkiye’nin de bulunduğu 98 ülke) podcast yayıncılarının RSS ile podcast’lerini Youtube’a bağlayabileceklerini duyurdu.
Youtube bunu yapacağına ilişkin bilgileri özellikle son bir yıldır Google üst düzey yöneticilerinin açıklamalarıyla işaret ediyordu. Ama RSS’i Youtube Studio üzerinden kullanıma sunması, nasıl yapacağına ilişkin somut tablo ortaya çıkınca “dağ fare doğurmuş” olabilir. Yakında çok daha fazla konuşulup, yazılıp çizilecek, tartışılacak gibi duruyor.
Önce bir iki tespit…
RSS teknolojisi dijital iletişim çağında neredeyse özgür yayıncılık alanında elimizde kalan tek kale gibi. Bu kale son yıllarda Spotify, Apple tarafından zaten “yoğun top atışlarına” tutuluyordu, anlaşılan bu ittifaka artık Youtube da katılıyor.
Açılımı ‘Really Simple Syndication’ (Gerçekten Basit Dağıtım) veya ‘Rich Site Summary’ (Zengin İçerikli Site Özeti) olan RSS, iki açılımda da tek bir şeyi ifade ediyor: Yazıların, haberlerin ve elbette podcast’lerin siteleri (kaynakları) dolaşma stresinden kurtarılıp, tek bir feed (besleme) ile ulaşılabilmesini sağlaması…
Blog’lar RSS ile gelişti, serpildi. 20 yıldır podcast ekosistemi de RSS ile “herkese açık”, “özgür” bir mecra olarak büyüdü.
Ancak 2021 yılında Spotify ve Apple’ın girişimleriyle birlikte işin rengi değişmeye, tartışmalar genişlemeye başladı. Bağımsız ses sunucularının RSS’lerini desteklemekle yetinmediler, abonelik ve gelir vaatleriyle podcast’leri kendi sunucularına çekmeye ve kapalı bir ekosistem karmaya yöneldiler. Tıpkı Yutube gibi, O’na benzemeye çalıştılar. Amaç gayet basit tabii ki, RSS’in sağlayamadığı kontrolü ele geçirmek “reklam geliri elde edebilmek”; RSS’i yok saymadan, RSS’i aşmak…
Biraz teknik bilgi
Peki, Youtube ne yapıyor ve RSS’e kapısını nasıl açtı?
Henüz ayrıntılara vakıf olamayanlar için hızlı bir özet geçelim…
Podcast’inizi bir başka sunucudan (hosting) yayınlıyor olsanız da Youtube Studio üzerinden RSS feed’inizi tanıtarak/bağlayarak siz podcast’inizi yayınladığınız anda otomatik olarak Youtube’a çekmesini sağlayabileceksiniz. Siz yayını yaptığınız anda Youtube podcast resminizi kullanarak bunu bir “ses videosuna” (podcast) dönüştürecek ve takipçilerinize bir bildirim ile duyuracak.
Ama burada bildiğimiz podcasting akışına uymayan ayırt edici bir fark getiriyor Youtube. Bugüne kadar bağımsız bir ses sunucusunda (Örneğin Libsyn, Spreaker, Buzzsprout gibi) podcast’ini barındırıp, yayın yaptığınızda Spotify, Apple Podcasts, Deezer gibi onlarca platform RSS feed’inizden bunu otomatik olarak çekerek yayınlar. Oysa Youtube şimdi kendi podcast stratejisinde “Ben RSS oyununu böyle oynamak istemiyorum” diyor.
Peki, ne yapıyor?
Siz podcast bölümünüzü yayınladığınız an, RSS’inizden bölümü fiziksel olarak kendi sunucusuna çekiyor ve kopyasını oluşturuyor. Yani, bir anlamda sizin “mülkünüz” olan podcast’inizi “kendi mülküne” dönüştürüyor; aynı video akışında yaptığı gibi.RSS’i tanıtma aşamasında Youtube karşınıza “YouTube Podcast Ingestion Service” başlığıyla hizmet koşulları ve yükümlülüklerini onaylatıyor. Bakın bu koşulların 4. maddesinde ne diyor:
4. Podcast Lisansı ile İlgili Şartlar / 4.1. Lisanslı Haklar.
“Podcast Ingestion Service aracılığıyla Podcast yüklediğinizde YouTube’a, Podcast’lerinize (yayınlanmış ve gelecekte yayınlanacak tüm Podcast bölümleri dahil) telifsiz olarak erişme, gelir elde etme ve indirme hakkı verirsiniz. Ayrıca YouTube’un, Hizmet’teki Podcast’lerinizi telifsiz olarak çoğaltmasını, depolamasını, uyarlamasını, kodunu dönüştürmesini, kodlamasını, kanalınıza yüklemesini, herkese açık bir şekilde kullanıma sunmasını, herkese açık bir şekilde göstermesini ve dağıtmasını (yalnızca ses olarak kullanım da dahil) kabul edersiniz. Podcast’leriniz YouTube’a yüklendikten sonra, Podcast’lerdeki sahiplik haklarınıza ve YouTube’a lisans vermenize ilişkin tüm şartlar da dahil olmak üzere YouTube Şartları ve Politikaları, Podcast’leri doğrudan Hizmet’e yüklemişsiniz gibi tüm Podcast’lerinizde geçerli olur. Yani, söz konusu Podcast’ler, YouTube Şartları ve Politikaları kapsamında yüklediğiniz İçerik (veya geçerli olduğunda “Tedarikçi İçeriği”) olarak kabul edilir.”
Özetle Youtube diyor ki, “Bana geleceksen podcast’inin etinden, sütünden, postundan, her şeyinden yararlanma hakkını bana teslim edeceksin. Sonrasında bakarız, belki reklam gelirlerinden sana da pay verebilirim.”
Ayrıca, klasik yöntemlerle podcast yayınladığınızda ses dosyası üzerindeki kontrol sizde olur ve bir nedenle başlık, metin gibi değişiklik yapma gereksinimi duyduğunuzda bunu sunucu üzerinden yaparsınız ve Spotify, Apple dizinlerinin botları bu RSS feed’lerini tarayarak değişiklikleri otomatik olarak günceller. Oysa Youtube ses dosyanızı ilk yayınladığınız anda sunucusuna çekip sizinle irtibatı kestiği için bu değişikliklerin Youtube’a yansıması için RSS feed’inizi manuel olarak yeniden yüklemeniz gerekecek.
Bir başka teknik farklılık da, Youtube kopya oluşturarak ve asıl sunucunuzla irtibatı keserek sunucu tarafındaki “dinleyici istatistiklerinizi” takip etmenizi de engellemiş olacak. Spotify ve Apple Podcast gibi onlarca platformda bir dinleyici “oynat” ya da “indir” butonuna bastığında sunucu bunu bir indirme olarak görür. Ayrıca hem sunucu hem de Spotify, Apple tarafındaki demorafik verileri de takip edebilirsiniz. Youtube ise bu veri entegrasyonunu da kesmiş oluyor ve kendi kopyası üzerinden istatistikleri size ayrıca sağlıyor.
Yine herhangi bir nedenle “bir podcast bölümünüzü silmek istediğinizde” bunu sunucunuza giderek yapabiliyorsunuz. Bunu yaptığınızda Spotify, Apple Podcasts gibi dizinlerden de bu bölüm otomatik olarak kalkar; ama Youtube RSS aracılığıyla kendi sunucusunda bir kopsasını oluşturduğunda sunucunuzdan kaldığınız ses dosyasını Youtube Studio’ya gidip manuel olarak oradan da silmeniz gerekecek
Elbette, eğer RSS ile podcast’inizi Youtube’a bağlamak istediğinizde, bu işlemleri yaparken size belirlediği genel hizmet koşulları ile podcast için oluşturduğu özel hüküm ve koşulları anımsatıp, onaylamanızı istiyor. Eğer bunları yapmazsanız, “bana gelme” diyor.
Aslında Youtube sunmuş olduğu bu model öncesi podcast segmesini aylar önce görünür kılarak öncü bir giriş yapmış ve bazı popüler yayıncılarla test süreci de başlatmıştı. Burada bir video gibi statik görsellerle ses dosyalarını Youtube sunucularına yüklenmesini sağlamış ve bu yayınları Youtube Studio’da podcast olarak işaretletip, özel çalma listesi halinde kullanıcılara sunmuştu. Ancak bundan istediği verimi alamadı ve yeterli bir trafik oluşturamadı; istediği heyecanı yakalayamadı ve ilgiyi toplayamadı. Bir başka deyişle podcast yayıncılarının alışık olduğu RSS’e kapılarını açmadan podcast tarafındaki varlığını ve görünürlüğünü güçlü biçimde hissettiremeyeceğini, kendine çekemeyeceğini anladı. Böylece RSS’i destekliyormuş gibi göründüğü ikinci faza geçmiş oldu. Hani bir benzetme yapacak olursak, başka nehirlerin suyunu kanal açarak (RSS) kendi denizine akıtmasının yolunu oluşturdu.
Youtube ‘reklamı ben yaparım ve kimseye kaptırmam’ dedi
Youtube’un RSS ile tam entegre bir modele kapılarını açmamasının temelinde kuşkusuz “reklam gelirleri” üzerindeki kontrol isteği yatıyor. Bugüne kadar podcast içerik oluşturucuları bağımsız sunucular üzerinde yayınlarını gerçekleştiriyor, sonra RSS ile bunları Spotify, Apple Podcasts, Deezer gibi podcast platformlarına dağıtıyorlardı. Bu platformlar yalnızca “ses aracısı” işlevi görüyor, fiziksel olarak dosyaları saklamıyorlardı. Bir yayıncı reklam yayınlamak istediğinde üçüncü taraf reklam hizmetleri (ajanslarıyla) çalışıyorlar ya da sunucunun sağladığı reklam hizmetinden yararlanarak podcast’lerine “dinamik reklamlar” ekleyebiliyorlardı. Spotify, Apple gibi markalar bunlara müdahale edemiyordu. Böylece yayıncı reklam gelirlerini istediği gibi kontrol edebiliyordu. Son dönemde hızla büyüyen “programatik reklamlarla” podcast’lerin eski ya da yeni bölümlerine dinamik olarak reklam yerleştirmek mümkün olabiliyordu.
Oysa şimdi RSS ile podcast’inizi Youtube’a bağlamak istediğinizde Youtube daha başlangıçta ses dosyasını kendi sunucusuna çekerek “dinamik reklam ekleme” imkanını ve bağını anında kesiyor, ipleri eline alıyor. Ayrıca RSS ile bağlama işlemi sırasında sizden yayınınızın “reklam içerip içermeyeceğini” bildirmenizi istiyor ve reklam yayınlama politikalarını anımsatarak sert biçimde uyarıyor. Eğer kurala uymazsanız yayınınızı anında kaldıracağını bildiriyor. Youtube burada ufak bir esneklik gösteriyor; podcast’iniz ücretli tanıtımlar (örneğin sunucunun seslendirdiği tanıtımlar), sponsorluklar veya ürün önerileri içeriyorsa bunu Youtube ile paylaşmanız ve geçerli tüm politikalara uymanız halinde “anlayış” gösteriyor. Ama bunun dinamik reklamı kapsamadığını yeniden anımsatmamız gerekiyor.
Youtube’ta olmalı, mı olmamalı mı?
Youtube 2 milyardan fazla kullanıcı sayısıyla daha geniş kitlelere ulaşmak isteyen podcast yayıncılarının tabi ki ilgisini çekiyor. Son dönemde önemli ölçüde podcast’lerini “videocast” olarak yayınlayan podcast yayıncılarının sayısının da arttığı gözlemleniyor. Ama bunların hangilerinin podcast, hangilerinin bir Youtube videosu olduğu tartışma götürür.
Merakla beklenen Youtube’un RSS adımının kısa sürede bu merak duygusunu güçlü soru işaretlerine dönüştürmesini bekliyorum. “Sırf Youtube’un daha geniş kitlesine ulaşmak için podcast’imin mülkünü ve kontrolünü Youtube’a bırakmalı mıyım?” sorusu temel bir soru ve sorun olarak zihinlerde büyüyecek. Bu belki, bireysel, küçük yayıncılar için ciddi bir soruna dönüşmeyebilir; ancak önemli reklam geliri elde eden büyük yayıncılar için ciddi bir sorun olacağı kanaatindeyim. Standart YouTube gelir paylaşımı yayıncıya yüzde 55, YouTube’a ise yüzde 45 oranında dağıtılıyor. Ancak bir podcast yayıncısı bugüne kadar dinamik reklam satış ortaklıklarıyla daha iyi gelirler elde edebiliyordu. Youtube’ta yer alması bu gelirden vazgeçmesi anlamına gelecek. Türkiye’de podcast reklamcılığı henüz gelişmediği için Türkiyeli yayıncıların bu farkı şu anda tam olarak kavraması zor olabilir, ama küresel yayıncıların kararlarını etkileyecektir.
Yayıncılar neler yapabilir?
Bu açmaz ve tercih, kanımca bireysel, küçük yayıncılar ile büyük yayıncılar arasında değişkenlik gösterecektir. Spotify ve Apple Podcasts gibi platformlara da dağıtım yapan bireysel, küçük yayıncılar “dinamik reklamları kaparak” Youtube’ta da yer almayı tercih edebilir. Böylece Youtube kitlesine de ulaşarak dinleyici topluluğunu büyütebilir. Spotify ve Apple Podcasts gibi platformların kendi dizinlerinde yeterli “keşfedilebilirlik algoritması” sunamadığını düşündüğümüzde Youtube’un daha iyi çalışan algoritması ilgiyi daha da artırabilir. Ancak zaten iyi bir kitleye ulaşan büyük prodüksiyonların Youtube’a mesafeli durmaları ya da Youtube ile özel anlaşma arayışlarına girmeleri pek muhtemel gibi duruyor.
Yayıncılar için başvurulacak yollardan birisi de podcast bölümünü sunucunuzda yayınlamadan önce dinamik reklamları kapatmak, Youtube kopyasını sunucusuna çektikten sonra tekrar açmak olabilir. Bir başka yol da, aynı podcast için “ikinci bir RSS Feed” (yani aynı yayı iki kez yayınlamak) oluşturup, ikinci RSS Feed’ini Youtube’a bağlamak olabilir. İlkini tüm podcast platformlarına dağıtabilir, ikincisini ise dinamik reklamları kaparak yalnızca Youtube’a bağlayabilirsiniz. Biraz kafa karıştırıcı ve zahmetli bir işmiş gibi gözüküyor; ama ortaya çıkan tabloda çözüm olabilir.
Youtube’un RSS adımı ekosistemde nasıl karşılık bulacak, yayıncılar güçlü bir ilgi gösterecek mi kestiremiyorum. Hem yayıncılar hem de Youtube tarafında kafa karışıklıkları, karmaşa dönemi yaşanacağını düşünüyorum. Birçok podcast yayıncısının merak ve ilgi nedeniyle ilk etapta podcast’lerini RSS ile Youtube’a bağlayacaklarını, ancak dinamik reklamları sunucuda açmış olmaları nedeniyle karşılıklı sancılı bir dönem yaşanacağını tahmin ediyorum.
Spotify ve Apple Youtube’u Takip Eder Mi?
Akıllara gelen bir başka soru da şu: “Youtube’un açacağı yol ilgi görür ve başarılı olursa Spotify ve Apple gibi dev markaların da aklını karıştırıp iştahını artırabilir mi?”
Bu iki marka da 2021 yılında kendi reklam politikaları ve abonelik modelini kullanabilmeleri için kullanıcılara podcast’lerini kendi sunucalarına da taşımalarını zorunlu tutmuş, ama klasik RSS süreçlerini de desteklemeye devam etmişlerdi. Ya önümüzdeki dönem onlar da Youtube’un yolundan yürür ve kendi sunucuları üzerinden hizmet vermeyi dayatırlarsa ne olacak?
Sürekli zarar eden Spotify’ın gelir arayışı kapsamında reklam konusunda bir çözüm arayışı olduğunu zaten uzun süredir biliyoruz. Bu yolun açılıp, güçlenip güçlenmeyeceğini şimdiden öngörmek zor, ama olma olasılığı da yabana atılmayacak kadar güçlü. Klasik podcasting süreçlerinde hem sunucu tarafında hem de Spotify, Apple Podcasts tarafından gerçek dinleme istatistiklerini belirlemek çok zor; mevcut RSS teknoloji ne yazık ki buna olanak tanımıyor. Bunun ayrıntılarını burada ele almamız mümkün değil; ama Youtube RSS’ten de yararlanarak yeni bir podcast platformu olarak yükselirse video tarafında olduğu gibi reklamverenlere daha anlaşılabilir veriler sağlayabilir ve gelir beklentisi içindeki yayıncıları daha fazla kendisine çekmede etkili olabilir.
RSS’in ve podcasting’in geleceği tehdit altında mı?
Bağımsız, özgür podcast yayıncılığını savunanlar için önümüzdeki dönem kolay bir süreç olmayacak. Bir tarafta dev markalar reklam ve gelir baskısı altında daha kontrol edilebilir sistemleri (teknolojileri) dayatma eğilimine girerken, diğer tarafta da gelir ihtiyacı altında açmaza girecek olan içerik oluşturucularının yayınları üzerindeki kontrol ile gelir elde etme imkan ve fırsatları arasında kafa karışıklıkları artabilir.
Bir başka sancılı süreç de bağımsız podcast sunucu hizmeti veren küçük ve orta ölçekteki markalar açısından yaşanacak. Spotify ve Apple Podcasts’in 2021’deki kendi sunucuları üzerinden hizmet vermeye başlamasıyla birlikte alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Açık podcast’i savunmak için podcast endüstrisinin bazı popüler markalarının da içinde yer aldığı bir grup Podcast Standartları Projesi (The Podcast Standards Project) başlattı.
Spotify, Apple, Youtube ve hatta Amazon (Audible) gibi dev markalara karşı direnme yetenekleri olup olmayacağını sanırım önümüzdeki dönemde Youtube’un attığı bu RSS hamlenin ne derece ilgi görüp görmeyeceği bir ölçüde belirleyici olacak. Youtube’un ana platformu üzerinde www.youtube.com/podcasts adresiyle videonun yanında ses odaklı “ikinci bir anasayfa” hazırlığı yaptığını da biliyoruz. Bu adres şu an yalnızca ABD’de sınırlı bir kullanımla test ediliyor. Kim bilir belki de şu an Youtube’un attığı RSS hamlesi ilgi görür, yayıncıları kendisine çekebilirse, bir süre sonra RSS’e ihtiyaç duymadan ses dosyalarını doğrudan kendi sunucularına yüklemeleri için fırsat sunabilir. Bunu önce bir “seçenek” olarak başlatıp, sonrasında tamamen buna yönelebilir. Bu olasılıkların hangisinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Ama “dijital iletişim” ve hatta genel anlamda “iletişim alanında” özgür yayıncılık için elimizde kalan tek mecranın da ciddi bir tehdit altında olduğu da bir gerçek.
Beğenebilirsin
Araştırma
Podimo yıl sonu küresel trend raporu
Yıl sonu araştırma raporları akışı hızla devam ediyor. Podcast/sesli kitap platformu Podimo, “2024’te hikayeler ve tepkilerle dolu bir yıl ve 2025’te podcast’i tanımlayacak trendler” başlığıyla 2024 Küresel Trend Raporu’nu yayınladı.
Yayınlanma tarihi
3 saat önce=>
21 Aralık 2024Yıl sonu araştırma raporları akışı hızla devam ediyor. Podcast/sesli kitap platformu Podimo, “2024’te hikayeler ve tepkilerle dolu bir yıl ve 2025’te podcast’i tanımlayacak trendler” başlığıyla 2024 Küresel Trend Raporu’nu yayınladı.
Renkli tablolar ve grafiklerle desteklenen yıl sonu raporlarının eğilimine karşı Podimo, küresel trend vurgularını, tür büyüme karşılaştırmalarını, dinleme alışkanlıklarını, konu etkileşimini, coğrafi katılımı, sesli kitap geçiş metriklerini ve daha fazlasını içeren yalnızca metinden oluşan bir belge üretti.
Ayrıntılı raporun başında beş önemli trend vurgusu yer alıyor:
- Komedi, Finlandiya’nın %194’lük inanılmaz bir büyümeyle liderliği ele geçirmesi ve Norveç’in %81’lik bir büyümeyle onu takip etmesiyle patlayıcı bir büyüme yaşadı.
- Gerçek Suç’un etkisi artıyor: İspanya’da özellikle kadınlar arasında Gerçek Suç etkileşiminde %408’lik kayda değer bir artış görüldü, Almanya’da ise Gerçek Suç’u dinleyenlerin %49’u uykuya daldı.
- Podcastler Aracılığıyla Sesli Kitaplar: Danimarka ve Finlandiya’da podcast severlerin sesli kitapları keşfetme oranı neredeyse iki katına çıktı (%47 ve %46). Bu da iki format arasındaki sinerjinin arttığını gösteriyor.
- Aşırı İzleme Davranışı: Danimarka, kullanıcıların %27’sinin tek bir günde 3+ saat podcast veya sesli kitap tüketmesiyle en aşırı izleme odaklı pazar olarak ortaya çıktı.
- Hafta İçi Dinleme Alışkanlıkları: Tüm pazarlarda, hafta içi dinleme oranı hafta sonunu %40-50 oranında aştı ve bu durum günlük rutinlerde konuşma sesinin rolünü vurguladı.
- Podimo İçerik Yöneticisi Sachin Doshi, “2024’te konuşulan sesli eğlence küresel çapta yeni etki zirvelerine ulaştı,” diyor ve ekliyor: “2025’e baktığımızda, kaliteli yerel dil içeriği için ödeme yapma konusunda daha güçlü bir isteklilik görüyoruz ve birçok pazarda halihazırda podcaster’lar için tüm yerel reklamcılık işinden daha fazla gelir elde ediyoruz. Amacımız bunu her yerde gerçeğe dönüştürmek. İçerik oluşturucuların farklı hedefleri olmaya devam edecek ve misyonumuz, ister daha fazla kazanmalarına yardımcı olmak, ister izleyici kitlelerini geliştirmek olsun, bulundukları yerde onları desteklemek. Son olarak, sesin geleceği sestir, ancak birçok ses formatı, dinleyicinin takdirine bağlı olarak görsel etkileşim yoluyla daha zengin bir deneyime katkıda bulunur. Programlarımızın çoğunu her zamankinden daha fazla video olarak üretiyoruz, ancak True Crime veya tek sunuculu programlar gibi formatlar için görsel etkileşimin ne anlama gelebileceğini daha ayrıntılı olarak incelemek istiyoruz. Burada kayıt seansını filme almak dinleyici için değer katmayabilir, ancak dinleme deneyimini geliştirmenin başka yolları vardır.”
Tam rapor, renklendirilmemiş haliyle, temel konuların ülke ülke ilginç bir değerlendirmesini anlatıyor. Bu raporda altı ülke analiz ediliyor: Almanya, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İspanya ve Norveç. Ücretsiz olarak BURADAN edinilebilir.
Kopenhag merkezli Podimo yedi pazarda faaliyet gösteriyor ve içerik oluşturuculara ve dinleyicilere podcast ve sesli kitap barındırma ve dinleme hizmeti sunuyor. Yatırımcı tarafından finanse edilen bir girişim olan Podimo, 48 milyon ABD dolarından fazla para topladı.
Kaynak: RainNews
Haberler
2024’ün 5 Önemli Podcasting Trendi
Yılın sonuna yaklaşırken, Acast, OnePulse aracılığıyla haftalık podcast dinleyicileriyle 2024 yılına ilişkin izleme çalışmalarıyla 2025’te olacakların göstergesi olduğunu öngördüğü podcast sektörüne ilişkin beş temel eğilim belirledi.
Yayınlanma tarihi
3 saat önce=>
21 Aralık 20242024 podcast yayıncılığında bir başka muazzam yıl oldu. Bu yıl sadece podcast yayıncılığının yükselişine değil, aynı zamanda podcast yaratıcılarının sesin ötesindeki muazzam etkisine de tanık olduk. Podcast Pulse raporumuzdaki bulgular, podcast dinleyicilerinin %84’ünün podcast öncelikli çok kanallı bir kampanyada tanıtılan markaları gördükten sonra harekete geçmesiyle podcast’in artık sesin ötesine geçtiğini ortaya koydu. Podcasting diğer mecraların önündeki engelleri yıktıkça, markalar ve medya alıcıları da bunu dikkate alıyor. Hatta araştırmaya göre, medya alıcılarının %93’ü podcast sunucularının platformlar arası değerli etkileyiciler olduğu konusunda hemfikir.
Yılın sonuna yaklaşırken, Acast olarak OnePulse aracılığıyla haftalık podcast dinleyicileriyle yaptığımız son bir yıla ilişkin izleme çalışmalarıyla 2025’te olacakların göstergesi olduğuna inandığımız beş temel eğilim belirledik.
Podcast İzleyici Sadakati Sesin Ötesine Geçiyor
Acast’ın yakın tarihli bir tüketici eğilimleri raporuna göre, podcast izleyicileri, platformdan bağımsız olarak, sevdikleri sunuculara oldukça bağlı ve sadık. Sesin ötesindeki bu yüksek etkileşim kitleler arasında giderek artıyor. 2023 yılında, dinleyicilerin %80’i bir podcast’in video versiyonunu izlediklerini söyledi. 2024 yılında bu oran, video formatında bir podcast izlediğini söyleyen dinleyicilerin %84’üne yükselmiştir.
Acast olarak 2025 yılına baktığımızda, videonun mecramızda daha da yerleşik hale gelmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Ayrıca, daha fazla markanın podcast yayıncılarının influencer gücünden yaratıcı bir şekilde ve farklı platformlarda yararlanmak için fırsatlar arayacağını düşünüyoruz.
Son Podcast Pulse raporumuza göre, podcast dinleyicilerinin yaklaşık %75’i sosyal medyada en sevdikleri sunuculardan gelen bir markayı dikkate alacaklarını söylüyor. Özellikle YouTube’a bakıldığında, podcast dinleyicilerinin %72’si platformda podcast yayıncıları tarafından reklamı yapılan markaları dikkate alacaklarını söylüyor.
İzleyiciler Yeni Podcast’leri Sosyal Medyada Keşfediyor
2024 yılı boyunca sosyal medya, podcast dinleyicileri arasında yeni içerik ve içerik oluşturucuları keşfetmek için popüler bir yol olmaya devam etti. İlginç bir şekilde, TikTok ve Instagram gibi algoritma tabanlı platformlar, platformlarda podcast keşfi açısından Reddit ve YouTube gibi diğer platformlara göre arka planda kaldı. Acast’ın trendler raporuna göre podcast dinleyicilerinin %58’i YouTube’da yeni bir podcast keşfettiğini söylerken, bu oran 2023’te %52’ye, Reddit için ise geçen yıl %25 iken bu yıl %31’e yükseldi.
Bu eğilim podcast’lerin servis edilen değil aranan doğasının bir göstergesidir. Bugün piyasadaki birçok medya türünün aksine, podcast tüketimi kitleler tarafından çok bilinçli bir şekilde gerçekleştiriliyor ve bu nedenle inanılmaz derecede yüksek etkileşim oranlarına yol açıyor.
İzleyiciler Yapay Zekanın Daha Fazla Farkında ve Teknolojiyi Kullanan Podcast İçerik Üreticilerine Açık
Yapay zeka 2024 yılında yeni olmaktan çok uzak olsa da podcast yayıncılığındaki yeri şekillenmeye devam ediyor. Raporumuza göre, podcast dinleyicileri bu yıl podcast’lerde yapay zeka kullanımını 2023’e kıyasla daha fazla fark etti. Daha fazla dinleyici teknolojinin farkına vardıkça, 2023’e göre daha az olsa da, bu teknolojinin mecrada kullanımına açık olmaya devam ediyor. Trend raporumuza göre, dinleyicilerin %55’i podcast yayıncılarının programlarının kalitesini artırmak için yapay zeka kullanmasına sıcak bakıyor.
Yeni yıla bakacak olursak, yapay zeka kullanan podcast yaratıcıları için bu, podcast oluştururken teknolojiyi kullanma biçimleri konusunda çok dikkatli olmaları gerektiği anlamına geliyor. Dinleyici anketleri de, kendilerine özgü dinleyici kitlelerinin genel dinleme deneyimini potansiyel olarak etkileyebilecek yapay zeka gibi yeni stratejilere nasıl açık olabileceğini veya olmayabileceğini anlamak için güçlü bir taktiktir.
Podcasting Siyasetin ve Günlük Hayatın Merkezine Yerleşiyor
Bu yılki Başkanlık Seçimlerinde podcast yayıncılığının her adayın kampanya stratejisinde önemli bir rol oynadığına tanık olduk. Gerçek program içeriğinden bölüm içindeki reklamlara kadar, trend raporumuz podcast’lerin siyasi tartışmalar için inanılmaz bir erişim ve etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Raporumuza göre, dinleyicilerin %51’i bir podcast’in siyasi bir konu hakkındaki düşüncelerini değiştirdiğini söylüyor; bu oran 2023’te %43’tü. Adayların kendilerine bakıldığında, dinleyicilerin %47’si bir podcast’in siyasi bir adayla ilgili görüşlerini değiştirdiğini söyledi; bu oran geçen yıl %44’tü.
Bir önceki yıla göre en büyük değişim siyasi reklamlardan kaynaklandı. 2024’te izleyicilerin %37’si bir podcast’teki siyasi reklamın siyasi bir adaya veya konuya bakışlarını değiştirdiğini söylerken, bu oran 2023’te sadece %28’di.
Siyaset ve podcast’ler arasındaki artan ilişki muhtemelen podcast’lerin günlük yaşamdaki artan rolüne bağlanabilir. Raporumuza göre, podcast’ler 2024 yılında 2023 yılına kıyasla günlük yaşamda daha büyük bir rol oynadı ve önümüzdeki yıllarda da bu eğilimin artarak devam edeceğini öngörüyoruz.
Raporumuz özellikle, geçen yıl %73 olan 2024’teki podcast dinleyicilerinin yaklaşık %80’inin okula veya işe hazırlanırken bir podcast dinlediğini ortaya koydu. Bu da podcast’lerin günlük yaşamda ve rutinlerde giderek artan bir rol oynadığını gösteriyor.
Podcast Reklam Kalitesi Artıyor ve Markalı İçeriğe Kapı Açıyor
Bu yıl boyunca, podcast reklamcılığı dinleyicilere göre genel kalite açısından gelişmeye devam etti. Raporumuza göre, 2024 yılında dinleyicilerin yaklaşık %60’ı podcast reklamlarının ilgi alanlarıyla alakalı olduğunu ve %63’ü reklamların yüksek prodüksiyon kalitesine sahip olduğunu söylüyor. 2023 yılına bakıldığında, dinleyicilerin yalnızca %58’i podcast reklamlarının ilgi alanlarıyla alakalı olduğunu ve %61’i podcast reklamlarının yüksek prodüksiyon kalitesine sahip olduğunu söyledi.
Bu durum, satış organizasyonları ve markalar tarafından hedefleme teknolojilerinde ve reklam üretimindeki gelişmeye işaret etmektedir.
Bu yıl reklam kalitesi arttıkça, dinleyiciler de mecrada markalı içeriklerle etkileşim kurmaya daha açık hale geldi. Aslında, 2024’te podcast dinleyicilerinin yaklaşık %50’si bir markayla bağlantılı bir podcast dinlediklerini söyledi; bu oran 2023’te %46’ydı.
Gözünü 2025 yılına diken Acast, kısa süre önce Wonder Media Network’ü satın aldı ve Acast Creative Studios’un faaliyete geçtiğini duyurdu. Bu satın alma, Acast’ın markalı içeriğini, yaratıcı yeteneklerini ve mecra ile etkileşim kurmak isteyen reklamverenler için prodüksiyon yeteneklerini güçlendiriyor.
2024 trendleri raporunun tamamını görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Kaynak: Tommy Walters / Acast
Haberler
2024’te Podcast Trendleri
2024 sona eriyor ve bu yıl podcasting konusunda çok şey öğrendik! Geçtiğimiz yılı düşünmek, geleceği de şekillendirmeye yardımcı olabilir. O halde lafı daha fazla uzatmadan, bu yılki en büyük öğrenimlerin ne olduğuna bir bakalım!
Yayınlanma tarihi
3 saat önce=>
21 Aralık 20242024 sona eriyor ve bu yıl podcasting konusunda çok şey öğrendik! Geçtiğimiz yılı düşünmek, geleceği de şekillendirmeye yardımcı olabilir. O halde lafı daha fazla uzatmadan, bu yılki en büyük öğrenimlerin ne olduğuna bir bakalım!
Dinleyici Eğilimleri
Dinleyici sayısı son bir yıldır artışta ve yakın zamanda yavaşlayacak gibi görünmüyor. Podcast’ler birçok Amerikalı için günlük bir rutin haline geldi, özellikle de genç nesil için. Hadi birkaç kısa önemli noktaya bakalım:
- Statista’ya göre, “12 ila 34 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 59’u bir önceki ay içinde bir podcast dinlemişti…”
- Yine Statista’dan alınan bir araştırmaya göre, 2024 yılında “…ABD’li tüketicilerin %67’sinin sesli podcast dinlediği, bir önceki yıl bu oranın %64 olduğu” tespit edildi.
- En sevdikleri tür? Komedi, ardından Toplum ve Kültür ve Haberler geliyor, en azından Edison Research’e göre üçüncü sırada. Eğitim de biraz büyüdü, bu da Dinleyicilerin kahkahalarla gülmenin yanı sıra becerilerini geliştirmekle ilgilendiklerini gösteriyor.
- Spotify’ın 2024 raporuna göre, %63’lük büyük bir kesim, favori sosyal medya fenomenlerinden daha fazla podcast sunucusuna güveniyor.
- Son olarak Edison Research’e göre, “…haftalık podcast dinleyicilerinin %46’sı bir podcast’te reklam duymaları sonucunda bir ürün veya hizmet satın almıştır.”
Podcast dinleyicilerinin havuzu büyümeye devam ediyor. Büyükannenize podcast’in ne olduğunu açıklamaya çalışma günleri çoktan geride kaldı, artık o size dinlediği yeni bir şovdan bahsediyor!
Bu büyümenin yanında podcast’lere olan güven de büyüyor. Dinleyicilerin, herhangi bir içerik oluşturucusundan daha çok bir podcast sunucusunun tavsiyesine güvenme olasılığı daha yüksek. Bu mantıklı çünkü podcast yayıncıları yetiştirdikleri topluluklara derinden önem veriyor! Ve reklamverenler son birkaç yıldır podcast’lerin gücünü fark ediyor.
Podcast Platform Trendleri
Birçok Podcast Barındırma Platformu, bizim OpenRAP girişimimiz de dahil olmak üzere, sektörde büyük bir etki yarattı. Tüm platformlarda (Apple Podcasts ve Amazon Music gibi dağıtımcılarda bile!) inovasyonda artış görmeye devam etmemiz çok olasıdır. İşte bu yıl büyük yankı uyandıran bazı kısa özetler:
- IAB’ye göre, podcast reklam gelirinin 2026’ya kadar 2,6 milyar doları aşması bekleniyor. Ve RedCircle gibi yerler şovunuzu paraya dönüştürmeyi her zamankinden daha kolay hale getiriyor!
- Bir podcast’te reklam üretmek ve yerleştirmek hiç bu kadar kolay olmamıştı! Podcast yayıncılarının reklam kaynaklaması, oluşturması, yerleştirmesi ve gelir elde etmesi için düzinelerce araç mevcuttur. OpenRAP gibi özellikler, herhangi bir VAST etkin barındırma platformundaki podcast yayıncılarının ek gelir elde etmesini sağlar.
- Nestify’a göre, podcast takasları olarak da bilinen Çapraz Promosyonlar popülerlik kazanıyor. Çapraz Promosyona katılan şovlarda %23’lük bir büyüme artışı olduğunu iddia ediyorlar! Ve şu anda RedCircle’da olan okuyucular, şanslısınız çünkü Dinamik Ekleme teknolojimizle entegre edilmiş kendi Çapraz Promosyon platformumuz var!
- Teknoloji, reklamları ve diğer içerik parçalarını doğrudan bir bölümün ham dosyasına yerleştirmekten çok daha ileri bir noktaya geldi. Dinamik Ekleme’deki gelişmeler, podcast yayıncılarının o nokta için en kazançlı reklamı kolayca değiştirmelerine olanak sağladı. RedCircle’da, podcast teknolojisini geliştirmek için her zaman çabalıyoruz! Sounds Profitable’dan arkadaşımız Bryan Barletta’dan bunu öğrenin:
Genel Eğilimler
Podcasting’de podcasting araçlarında iyileştirmeler ve podcast gelirinin çeşitlendirilmesi de dahil olmak üzere bir bütün olarak çok sayıda ilerleme oldu. 2024’te ortaya çıkan ve podcasting sektörünü önemli ölçüde etkileyen birkaç daha az beklenen trend vardı:
- Bu, interneti sık kullananlar için pek de şaşırtıcı görünmeyebilir, ancak AI araçları podcaster’lar da dahil olmak üzere herkes için yükselişte. AI araçları bir podcast yapmaya yardımcı olmak için harika olsa da, tüm gösteriyi oluşturmak için tamamen ona güvenmek genellikle önerilmez. Podcamp Media’dan Dusty Weis’ın dediği gibi, “Ne kadar çok AI tarafından üretilen saçmalık varsa, benim işim, insan içgörüm gürültünün üstünde o kadar çok duracak.”
- Bugün dünyada 3 milyon aktif podcast olduğu bildiriliyor. Bu sayının 2025 boyunca da artması bekleniyor. Bu, podcaster’ların odaklarını mümkün olan en iyi şovu yaratmaya kaydırmaları gerektiği anlamına geliyor. Belirli bir niş bulmak ve kendinizi o alanda geliştirmek en iyi stratejilerden biridir. Doğru miktarda çaba ve tutku koyarak otantik bir deneyim yaratmak sizi grubun önüne taşımalıdır.
2025’e Bakış
2025’te sabırsızlıkla bekleyeceğiniz çok şey var! Şovunuzu büyütmek ve paraya dönüştürmek için fırsatlar bol, podcasting’i her açıdan kolaylaştıracak araçlar bekleniyor ve artan dinleyici kitlesi ufukta görünüyor.
Yeni yıla mükemmel podcast platformuna yatırım yaparak hazırlanın. Ve karar vermekte yardıma ihtiyacınız varsa, sizin için en iyi podcast platformunu seçme hakkındaki makalemize göz atın!
Kaynak: RedCircle
Podimo yıl sonu küresel trend raporu
2024’ün 5 Önemli Podcasting Trendi
2024’te Podcast Trendleri
En son
- Haberler3 yıl önce
Podcast’ten para kazanmanın 12 yolu
- Haberler2 yıl önce
Spotify’dan ‘Şişedeki Çalma Listesi’
- Etkinlik1 yıl önce
‘Podcast Dinliyorum’ etkinliğinin ikincisi 25 Ekim’de
- Araştırma3 yıl önce
Mart ayına Anchor, Buzzsprout ve Spreaker damgası
- Haberler3 yıl önce
Video podcast nedir?
- Haberler2 yıl önce
Podcast’leri nasıl daha hızlı dinleyebilirsiniz?
- Haberler2 yıl önce
Daniel Ek Spotify’ın büyük vizyonunu anlattı
- Haberler3 yıl önce
Hedef Filo İle Değişik Kafalar Podcast’i Yayında